ISSN 1303-6637 | e-ISSN 1308-531X
TÜRKİYE AİLE HEKİMLİĞİ DERGİSİ - Türk Aile Hek Derg: 28 (1)
Cilt: 28  Sayı: 1 - 2024
1.
Kapak
Cover

Sayfa I

2.
Danışma Kurulu
Advisory Board

Sayfalar I - II

3.
İçindekiler
Contents

Sayfa III

4.
Yayın Kuralları
Instructions for Authors

Sayfalar IV - VI

5.
Editörden
Editorial

Sayfa VII

ORİJİNAL ARAŞTIRMA
6.
Aile Hekimliği Uzmanlık Öğrencilerinin Otizm Spektrum Bozukluğu Konusundaki Bilgi Düzeyi
Knowledge Level of Family Medicine Specialist Students on Autism Spectrum Disorder
Murat Sakızcı, Tuncay Müge Alvur
doi: 10.54308/tahd.2024.74936  Sayfalar 1 - 10
Amaç: Türkiye’de eğitim alan aile hekimliği uzmanlık öğrencilerinin otizm spektrum bozukluğu (OSB) konusundaki bilgi düzeyinin değerlendirilmesidir. Ayrıca bilgi düzeyini etkileyen özelliklerin saptanarak geliştirilmesine katkı sağlamak istenmiştir.
Yöntem: Çalışmamıza 22.02.2022 ile 29.05.2022 tarihleri arasında online anket ile Türkiye’de eğitim alan 247 aile hekimliği uzmanlık öğrencisi katılmıştır. Anket formu; sosyodemografik ve OSB ile ilgili bilgi düzeyini etkileyebilecek özellikler ve bilgi düzeyi sorularından oluşmaktadır.
Bulgular: Katılımcılarımızın; SAHU (Sözleşmeli aile hekimliği uzmanlığı) öğrencisi olması, tıp eğitimi boyunca OSB konusunda teorik veya klinik eğitim alması, meslek hayatında OSB şüpheli/tanılı çocuk ile karşılaşması, OSB konusunda kendisini yeterli hissetmesi, Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü “Otizm Spektrum Bozukluğu Tarama ve Takip Programı” hakkında bilgi sahibi olması bilgi düzeyini istatistiksel olarak anlamlı yükselten etkenlerdir. Ayrıca uzmanlık öğrenciliği süresi ile bilgi düzeyi arasında pozitif yönde korelasyon saptanmıştır.
Sonuç: Çalışmamızda genel puan ortalamasına bakıldığında katılımcılarımızın bilgi sorularına %50’den fazla doğru yanıt vereceği varsayımını karşıladığı ve bilgi düzeyinin nispeten iyi olduğu söylenebilir. Ancak OSB şüpheli birey ile sık karşılaşacak olan aile hekimliği uzmanlık öğrencilerimizin yetersiz yönlerinin tespit edilerek OSB hakkında bilgi düzeyi ve farkındalığının daha ileri seviyeye yükseltilmesi gerekmektedir. Gerek tıp eğitimi gerekse mezuniyet sonrası meslek içi ve uzmanlık eğitimlerinde OSB konusuna önem verilmelidir. OSB konusunda yeterlilik hissinin ve OSB şüpheli hastaya yaklaşımda özgüvenin yükseltilmesi sağlanmalıdır. Aile hekimlerinin hastalara yaklaşımında bedenen, ruhen ve sosyal açıdan bütüncül olarak değerlendirmenin önemi vurgulanmalıdır.
Objective: The aim is to evaluate the level of knowledge of family medicine residents studying in Turkey about autism spectrum disorder (ASD). In addition, it was intended to identify the features that affect the level of knowledge to contribute to increasing knowledge.
Methods: Between 22.02.2022-29.05.2022, 247 family medicine residency students studying in Turkey participated in our study with an online survey. The survey form consisted of; sociodemographic-features that may affect the level of knowledge about ASD and knowledge questions costructed by the researchers.
Results: The factors that increased the level of knowledge statistically significantly were: Being a part-time resident, receiving theoretical or clinical training on ASD during their medical education, meeting with a suspected/diagnosed child with ASD in professional life, feeling competent about ASD, participating in the “Autism Spectrum Disorder Screening and Follow-Up Program” run by the Ministry of Health In addition, a positive correlation was found between the duration of residency and the level of knowledge.
Conclusion: Considering the general average score in our study, it can be said that our participants met our prediction that more than 50% of the information questions would be answered correctly, and that the level of knowledge was relatively good. However, it is necessary to increase the level of knowledge and awareness about ASD to a higher level by identifying the inadequate aspects of our family medicine students, who will frequently encounter individuals with suspected ASD. The issue of ASD should be given importance in both medical education and postgraduate vocational and specialist training. The sense of competence in ASD and the self-confidence in the approach to the patient with ASD should be increased. The importance of a holistic evaluation in terms of physical, mental and social aspects should be emphasized in the approach of family physicians to patients.

7.
Evlilik Öncesi Kişilerin SMA Taşıyıcılığı Taraması Hakkında Bilgi, Tutum ve Davranışları
Knowledge, Attitudes, and Behaviors of Pre-Married People About SMA Carrier Screening
Muhammet Şahin, Sibel Tunç Karaman, Okcan Basat
doi: 10.54308/tahd.2024.82474  Sayfalar 11 - 17
Amaç: Spinal Musküler Atrofi (SMA), ağır seyirli bir kalıtsal nöromusküler hastalıktır. Ülkemizde Aralık 2021 itibariyle evlilik öncesi SMA taşıyıcılığı taraması programı başlamıştır. Bu çalışmanın amacı, evlilik öncesi SMA taşıyıcılığı taraması hakkında bilgi, tutum ve davranışların değerlendirilmesidir.
Yöntem: Bu kesitsel çalışma; üçüncü basamak bir hastanenin Aile Hekimliği Polikliniği’ne Haziran-Eylül 2022 tarihleri arasında evlilik raporu için gerekli tetkikleri yaptırmak amacıyla başvuran her iki cinsiyetten gönüllüler ile gerçekleştirildi. Katılımcıların sosyodemografik ve tıbbi özellikleri, SMA hastalığı ve taşıyıcılık taramasına yönelik tutumları ve bilgi düzeyleri tarafımızca hazırlanan Veri Toplama Formu kullanılarak sorgulandı. SMA’ya yönelik bilgi düzeyini ölçen sorulara verilen cevaplardan elde edilen puanlar 100’lük puanlama sistemine çevrilerek toplam puan elde edildi. Anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi.
Bulgular: Bu çalışma yaş ortalaması 28,16±5,54 (min: 18-max: 54) olan ve %54,5’i (n=84) erkek olan 154 kişi ile gerçekleştirildi. %46,8’i (n=72) üniversite mezunu idi. %87’si (n=134) SMA taşıyıcılığı taraması yaptırmak istemekteydi. Katılımcıların SMA hakkında bilgi düzeyleri %31,2’sinde (n=48) düşük, %24,7’sinde (n=38) yüksekti. Kadınların SMA hakkında bilgisi erkeklerden anlamlı şekilde yüksekti (p=0.038). Daha önce SMA hakkında bilgi alanların yüksek SMA bilgisi düzeylerine sahip olma oranı almayanlardan fazla idi (p=0.012). Daha önce bilgi aldığını ifade edenlerin %55,2’si (n=32) sosyal medyadan, %36,2’si (n=21) ise doktor/sağlık çalışanından bilgi almıştı.
Sonuç: Katılımcıların çoğunluğu SMA hakkında orta-yüksek düzeyde bilgiye sahip olup taşıyıcılık taraması yaptırmak istemekteydi. Ancak %31,2’sinin bilgisi düşük düzeydeydi. SMA hakkında bilgi alanların bilgi düzeyinin daha yüksek olması, özellikle taramaların yapıldığı birinci basamakta sağlık profesyonellerinin SMA hakkında bilgi düzeylerinin artırılması gerektiğini göstermektedir.
Objective: Spinal Muscular Atrophy (SMA) is a severe hereditary neuromuscular disease. As of December 2021, premarital SMA carrier screening program has begun in our country. The aim of this study is to evaluate knowledge, attitudes and behaviors about premarital SMA carrier screening.
Methods: This cross-sectional study was conducted with volunteers of both genders who applied to Family Medicine Outpatient Clinic of a tertiary hospital between June and September 2022, to have the necessary examinations for the marriage report. The sociodemographic and medical characteristics of the participants, their attitudes towards SMA disease and carrier screening, and their knowledge levels were questioned using the Data Collection Form prepared by us. The scores obtained from the answers given to the questions measuring the level of knowledge about the SMA were converted into a 100-point scoring system and the total score was obtained. Significance was evaluated at the p< 0.05 level.
Results: This study was conducted with 154 people, whose average age was 28.16±5.54 (min: 18-max: 54) and 54.5% (n=84) of whom were male. 6.8% (n=72) were university graduates. 87% (n=134) wanted to be screened for SMA carriage. The knowledge level of the participants about SMA was low in 31.2% (n=48) and high in 24.7% (n=38). The SMA knowledge of women was significantly higher than men (p=0.038). Those who had received information about SMA before had a higher level of SMA knowledge than those who did not. (p=0.012). Of those who stated that they had received information before, 55.2% (n=32) received information from social media, 36.2% (n=21) from doctor/health professionals.
Conclusion: The majority of participants had a medium-high level of knowledge about SMA and wanted to undergo carrier screening. However, the knowledge of 31.2% was at a low level. The fact that the knowledge of those who receive information about SMA is higher indicates that the knowledge level of health professionals about SMA should be increased, especially in primary care where screening is performed.

8.
Annelerin Emzirme Öz Yeterlilik Düzeyi ve Emzirmeye Etki Eden Faktörler
Mothers’ Breastfeeding Self-Efficacy Level and Factors Affecting Breastfeeding
Gülfer Akça, Erdem Yıldız
doi: 10.54308/tahd.2024.72692  Sayfalar 18 - 24
Amaç: Emzirme oranlarının arttırılması sağlık politikalarında en önemli küresel öncelik olarak tanımlanmıştır. Bu çalışmamızda doğum sonrası dönemde annelerin emzirme öz yeterlilik algısı ile emzirme başarısına etki eden faktörler arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçladık.
Yöntem: Tek merkezli, tanımlayıcı kesitsel tipteki bu çalışmaya Temmuz – Kasım 2022 tarihleri arasında üniversite hastanesinde doğum yapan 248 gebe dahil edilmiştir. Annelerin doğum sonrası uygunluk durumuna göre yüz yüze anket yöntemiyle annelerin emzirmeye yaklaşımları sorgulanmış postnatal emzirme öz-yeterlilik ölçeği kullanılarak emzirme yeterlilikleri değerlendirilmiştir.
Bulgular: Annelerin yaş ortalaması 28,0±4,8 yıl, emzirme öz-yeterlilik ölçeği ortalaması 54,0±7,1 puan saptandı. Doğumdan hemen sonrası anne sütüyle beraber formül mama verme oranı %52,4 idi. Anneler bebeği besleyecek kadar sütlerinin henüz gelmediğini (%25,4), bebeklerinin doymadığını düşündükleri (%15,3) için formül mama takviyesine başlamışlardı. Bebeğe emzik hiç vermemeyi %30,6 oranında anne düşünürken %41,5’i emziği hemen vermediğini ama anne sütüne alıştığında vereceğini belirtti. Çalışmamızda yüksek gelir seviyesine sahip olan (p<0,001), geniş ailede yaşayan (p=0,025), erkek bebeğe sahip olan (p=0,026), doğum öncesi emzirme eğitimi alan (p=0,008) ve daha yüksek eğitime sahip olan (p<0,001) annelerin emzirme öz yeterlilikleri istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulunmuştur.
Sonuç: Emzirme konusunda bilgili ve emzirmeye olumlu yaklaşan anneler, emzirmeyi başlatma ve daha uzun süre devam ettirme eğilimindedir. Doğum öncesi dönemden başlayarak, tüm gebelerin anne sütü ve bebek beslenmesi hakkında bilgilendirilmesi, doğum sonrası dönemde de koşulsuz desteklenmesi gerekmektedir.
Objective: Increasing breastfeeding rates has been defined as the most important global priority in health policies. In this study, we aimed to examine the relationship between mothers’ perception of breastfeeding self-efficacy and factors affecting breastfeeding success in the postpartum period.
Methods: This single-center, descriptive cross-sectional study included 248 pregnant women who gave birth at the university hospital between July - November 2022. According to the postnatal availability of the mothers, their approaches to breastfeeding were questioned by face-to-face questionnaire method and their breastfeeding competence was evaluated using the postnatal breastfeeding self-efficacy scale.
Results: The mean age of the mothers was 28.0±4.8 years and the mean breastfeeding self-efficacy scale was 54.04±7.15 points. The rate of formula feeding with breast milk immediately after birth was 52.4%. Mothers started formula supplementation because they thought that they did not have enough milk to feed their babies (25.4%) and that their babies were not full (15.3%). While 30.6% of the mothers thought not to give the baby a pacifier at all, 41.5% stated that they did not give the baby a pacifier immediately but would give it when the baby got used to breast milk. In our study, breastfeeding self-efficacy was found to be statistically significantly higher in mothers who had higher income levels (p<0.001), lived in extended families (p=0.025), had a male baby (p=0.026), received prenatal breastfeeding education (p=0.008) and had higher education (p<0.001).
Conclusion: Mothers who are knowledgeable about breastfeeding and have a positive approach to breastfeeding tend to initiate and continue breastfeeding longer. Starting from the prenatal period, all pregnant women should be informed about breast milk and infant feeding and should be supported unconditionally in the postnatal period.

HABERLER
9.
2023'e Genç Bir Bakış
A Young Look At 2023
İkbal Hümay Arman, Demet Yılmaz, Ali Öztürk, Süheyla Atalay Kahraman, Rabia Eroğlu Kılaç, Ekin Dikmen, Gülşah Onur, Hande Büyükdağ, Mehmet Kocabaş, Şeyma Handan Akyön, Halil Volkan Tekayak
doi: 10.54308/tahd.2024.05925  Sayfalar 25 - 32
Makale Özeti |Tam Metin PDF

10.
Hippokrates Exchange Movement (Değişim Programı): İtalya Deneyimi
Hippocrates Exchange Movement: Italy Experience
Murat Sabri Güler
doi: 10.54308/tahd.2024.48278  Sayfa 33
Makale Özeti |Tam Metin PDF

LookUs & Online Makale